Yalnızca bir pilot yarış için pole pozisyonunda olur ve bütün grid podyumun en üst basamağında bitirmeyi ister, yarışın en önemli bölümü geçiştir. Basitleştirmek gerekirse geçişin en temel noktası rakibini geçmek için hiçbirşey pist pozisyonu kazanmak daha önemli değildir.
Her Grand Prix başlangıcında olabilir, hızla ilerlenen ilk viraj boyunca ya da yarış boyunca gerçekleşebilir. Bununla birlikte sık sık araç konuşmalarında 'pit alanında geçme' (bunun anlamı rakibin ile karşılaştırıldığında daha iyi bir pit stopla pist pozisyonu kazanabilirsin) cümlesini duyarsınız, bu yarış stratejisinin önemidir. Birçok insan geçişisi yarış boyunca araçların pist üzerinde birbirlerini geçmesi olarak algılar.
Hız farklılıkları çeşitli geçiş manevralarını beraberinde getirir: arkadan gelen yeterli hıza sahip araç öendeki aracı geçebilir. Yüksek hız farkı geçişi kolaylaştırır. Formula 1'de olduğunu gibi araçlar çok yakın performansa sahiptir, bu da açıkcası birbirleriyle direkt olarak rekabet etmeleri demek, çok ufak hız farklılıklarında ise geçiş yapmak için yetenek, kararlılık ve cesaret gereklidir.
Formula 1'de geçiş konusunda en önemli faktör aerodinamik etkinliktir. Araç rakibinin arkasına yaklaştıkça öndeki aracın yarattığı hava turbülansına doğru hareket eder. Bunun iki etkisi vardır, birisi pozitif birisi negatif. Düzlüklerde bu hava koridori 'çekme' etkisi yaratır, aracın arkasındaki hava direncini azaltır ve ufakta olsa performans avantajı sağlar. Bu nedenle geçiş manevrası yapmadan önce araçların sık sık birbirlerine çok yakın olmasının sebebi budur.
Sorun ikinci aerodinamik etkenle gelir, virajlarda bulunurken, ikinci aracın kanatlarında azalan hava akımı hareketiyle dramatik bir şekilde aerodinamik downforce azalır ve bu nedenle tutunma azalır. Bunun anlamı arkadaki araç genelde geride kalmak için ya da 'temiz hava'nın olduğu farklı bir viraj çizgisine geçmek için çaba harcayacaktır.
Geçiş yalnızca güçle ilgili değildir. Sık sık başarılı geçiş manevraları frenleme esnasında virajın bitiş noktasında ya da basitçe araçtan dolayı ve arkadaki sürücünün daha fazla fren gücüne başvurması durumda gerçekleşir. Benzer bir şekilde eğer pilot daha fazla tutunmaya sahipse (ya da daha güvende, düşük tutunma durumlarında) öndeki araçtan daha farklı radikal bir çizgi seçip virajın orta bölümünde geçiş yapabilir, sıklıkla 'dış kısımdan'.
Ön sıradaki pilotlar arasındaki geçiş mücadelesinde en iyi fark pilotun fren noktası ve viraj çizgisi seçimi. Usta pilotlar 'defansif' bir sürüş stili benimseyerek rakiplerini yaklaştırmayabilir, bunun anlamı geçiş riskinin yüksek olduğu virajlarda aracın kanat açısını azaltarak arkada tutmasını sağlıyor. Aracın arkasındaki açıyı daraltmak viraj boyunca apexi daha geç ve hatta daha dışarıdan almaya neden olur, başarılı bir geçiş yapılsa bile bunun sonucu olarak yavaş aracın tekrar öne geçebilir. Bu defansif sürüş stilinin yan etkisi her iki pilotunda yavaşlaması demek. Bu da öndeki araçların yakın mücadelelerden kaçınmasını neden sık sık gördüğümüzün bir nedeni.
Kaynak: TurkiyeF1.com
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler.